elle


"elle" Kelimesi için arama sonuçları

İslami Terminlər Lüğəti

ALLAH (Celle Celâlühü)

(İslami Terminlər Lüğəti) :
Esmâ-i hüsnâdan. Varlığı muhakkak lâzım olan, îmân ve ibâdet edilecek hakîkî mâbûd. Herşeyi yoktan var eden yüce yaratıcı.Allahü teâlâ zâtı ile vardır. Varlığı kendi kendiyledir. Şimdi var olduğu gibi, hep vardır vehep var olacaktır. Varlığının önünde ve sonunda da yokluk olamaz. Çünkü onun varlığılâzımdır. (Teftezânî)Allahü teâlâ madde değildir. Cisim değildir (element değildir. Karışım, bileşik değildir).Sayılı değildir. Ölçülmez. Hesab edilmez. O'nda değişiklik olmaz. Mekanlı değildir. Bir yerdedeğildir. Zamanlı değildir. Öncesi, sonrası, önü arkası, altı-üst ü, sağı-solu yoktur. İnsandüşüncesi, insan bilgisi, insan aklı, O'nun hiçbir şeyini anlıyamaz. (Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî)Bütün varlıkların her organının her hücresinin yaratıcısı, yoktan var edicisi yalnız Allahüteâlâdır. O, akla hayâle gelenlerin hepsinden uzaktır. Hiçbiri O değildir. Ancak Kur'ân-ıkerîmde, bizzat kendisinin açıkladığı sıfatlarını, isimlerini ezberl eyip, ulûhiyetini (ilâhlığını),büyüklüğünü bunlarla tasdik ve ikrâr etmeli, söylemelidir. Akıllı ve büluğ çağına ermiş erkekve kadın her müslümanın, Allahü teâlânın Zâtî ve Subûtî sıfatlarını doğru olarak öğrenmesi veinanması lâzımdır. Herkese ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz, büyük günâhtır.(Kemahlı Feyzullah Efendi)Allahü teâlânın zıddı, tersi, benzeri, ortağı, yardımcısı, koruyucusu yoktur. Anası, babası,oğlu, kızı, eşi yoktur. Hıristiyanlar Allahü teâlâya baba demektedirler. Allahü teâlâya "baba","Allah baba" diyenin îmânı gider. Müslümanlıktan çıkar. (Kemahlı Feyzullah Efendi)Allahü teâlâyı İslâmiyetin bildirdiği isimler ile anmak söylemek lâzımdır. Allah adı yerinetanrı kelimesi kullanılamaz. Çünkü tanrı, ilâh, mâbûd demektir. (Başka dillerdeki Dieu, Gott veGod kelimeleri de ilâh, mâbûd mânâsına kullanılabilir.) Allah adı yerine kullanılamaz. (SeyyidŞerîf)Cumâ günü namazdan önce abdestli, elbisesi temiz ve kalbinden dünyâ düşünceleriniçıkarmış olarak iki yüz kerre "Yâ Allahü el-mahmûdü fî fiâlihi" derse, Allahü teâlâ onunhastalığına şifâ verir. (Yûsuf Nebhânî)Allah adın zikredelim evvelâVâcib oldur cümle işte her kulaAllah adın her kim ol evvel anaHer işi âsân (kolay) eder Allah ana........Bir kez Allah dise aşk ile lisânDökülür cümle günah misli hazan.(Süleymân Çelebi)
İslami Terminlər Lüğəti

AZZE VECELLE

(İslami Terminlər Lüğəti) :
Allahü teâlânın ismi söyleyince, işitince ve yazınca "O, Azîz ve Celîldir (yücedir)" mânâsınasöylenilen ve yazılan saygı ifâdesi.Allahü teâlânın ism-i şerîfini söyleyince, işitince, yazınca (Sübhânellah), (Tebârekallah),(Celle-celâlüh), (Azze-ismüh), (Celle-kudretuh) veya (teâlâ) gibi ta'zîm (hürmet ve saygı)ifâdelerinden birini söylemek, yazmak; birincisinde vâcib, lâzım, t ekrârında ise müstehabdır,iyidir. (Allah buyurdu ki...) veya (Allah teâlâ buyurdu ki...) dememeli, (Allahü teâlâ buyurduki...) demelidir. Bunun gibi, yalnız (Kur'ân) dememeli, dâimâ (Kur'ân-ı kerîm) demelidir.(Kerderî, Birgivî ve Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)B
İslami Terminlər Lüğəti

CELLE CELÂLÜH

(İslami Terminlər Lüğəti) :
"O yücedir" mânâsına Allahü teâlânın ismi-i şerîfi söylenince, yazılınca ve işitilince,söylenilen ta'zîm (hürmet, saygı) ifâdesi. (Bkz. Azzeİsmuhû)
İslami Terminlər Lüğəti

EF'ÂL-i MÜKELLEFÎN

(İslami Terminlər Lüğəti) :
İslâm dîninde mükelleflerin (dînî vazîfeleri yerine getirmekle yükümlü, sorumlu kimselerin)yapmaları ve sakınmaları lâzım olan emirler ve yasaklar. Ahkâm-ı İslâmiyye (fıkıh bilgileri), dinbilgileri.Ef'âl-i mükellefîn sekizdir: Farz, vâcib, sünnet, müstehâb, mubâh, harâm, mekrûh, müfsid.Bunları fıkıh ilmi öğretir. (Bkz. İlgili maddeler) (İbn-i Âbidîn)İki cihân (dünyâ ve âhiret) seâdetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhiretin efendisiolan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmağa (uymağa) bağlıdır. O'na tâbi olmak için îmânetmek ve ef'âl-i mükellefîni öğrenmek ve yapmak lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)Ef'âl-i mükellefîni yerine getirmek çok kolaydır. Kalbi bozuk olana güç gelir. Bir çok işlervardır ki, sağlam insanlara kolaydır. Hastalara ise güçtür. Kalbin bozuk olması, şerî'ate,İslâmiyete tam olarak inanmaması demektir. Bu gibi insanlar, inand ım dese de hakîkî tasdîk(inanma) değildir. Laf (dil) ile tasdîkdir. Kalbde hakîkî tasdîkin, doğru îmânın bulunmasına biralâmet, Ef'âl-i mükellefîni yerine getirmekte kolaylık duymaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
İslami Terminlər Lüğəti

HIDIRELLEZ

(İslami Terminlər Lüğəti) :
Yazın başlangıcı sayılan altı Mayıs günü. (Rûmî senede Nisan ayının yirmi üçüncü günü.)Yıl, Hızır ve Kasım olarak ikiye ayrılır. Mayıs ayının altısında Hızır ile yaz başlar. 186 günsürer. Kasım ayının 8'ine kadar devâm eder ve bundan sonra kış başlar. 179 gün (Şubat'ın 29çektiği artık yıllarda 180 gün) sürer. Hıdırellez denmesinin se bebi; Mûsâ aleyhisselâmınümmetinden bir velî veya peygamber olduğu bildirilen ve Kur'ân-ı kerîmde Kehf sûresi 65.âyet-i kerîmesinde: "Kullarımdan biri" ismi ile geçen Hızır'ın (Hıdır) kurak bir yerde oturmasıile o yerin yeşerip dalgalanmaya başladığı, hadîs-i şerîfte (Peygamber efendimizin habervermesiyle) bildirilmiştir. Bu sebeple yaz başlangıcında ortalığın yeşermeğe başladığı güne yeşilmânâsına gelen Hıdır günü, yine bu günde Hıdır ile İlyâs'ın buluştukları rivâyeti sebebiyle deHıdırellez (Hıdır+İlyâs) denilmiştir. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)İslâmiyet, Hızır (Hıdır) ve hazret-i İlyâs'ın Allahü teâlânın sevgili kullarından olduğunuhaber vermekte fakat onlar adına mukaddes bir günün varlığını bildirmemektedir. Hıdırellezgününün İslâm dîninde dînî hüviyeti ve kudsiyeti yoktur. Bundan dola yı 6 Mayıs'ta İslâmiyet'inbeğenmediği, haram (yasak) ettiği şeyleri yaparak eğlenmek yasaktır. (Abdülhakîm Arvâsî)