Görme.
Görme.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Rüyet, Fr., Al., İng. Vision, İt. Visione). Gözle bir şeyin varlığını duyma... Göz, insan yapısında en önemli örgendir. İlkel insan, küçük bir çocuk gibi, elleriyle bilgi edinirdi. Göz, zamanla, ilkel insanda ve çocukta önce ellerin, sonra da öteki duyuların görevlerini yüklenir. Özellikle ellerin bilgi işinden kurtarlması ve serbest bırakılması, daha çok eylemde bulunmalarıyle, insanlaşma olgusunda en büyük etken olmuştur. Gelişen insan ve çocuk, artık elleriyle dokunmak gereğini duymaksızın, bir şeyin yaş mı kuru mu, ağır mı hafif mi, sert mi yumaşak mı olduğunu gözleriyle görebilir. Göz, öteki duyularla işbirliği halindedir. Kulağın yerine geçerek sessiz bir filmde bir kişinin şarkı söylediğini görebilir, dilin ve damağın yerine ggeçerek öenüne getirilen bir tabakta tatlı bulunduğunu görebilir, burnun yerine geçerek bahçedeki karanfilin güzel koktuğunu görebilir.Duyuların bu işbirliği insandan başkan hiç bir hayvanda gerçekleşmemiştir. Nesnelerin, öteki duyuların niteliklerini de kapsayan, bu göze değgin (Fr. Optique) görünüşleri simgi (Fr. Symbole) lerdir. insan, geliştikçe, bir simgeler dünyasında yaşamaya başlar. Göze değgin dünya, yüklü azaltılmış bir dünyadır. Bu yükü azaltılmış dünyaya açılan insan, öbür hayvanlara göre çok daha eylemde bulunmak olanağına kavuşarak insanlaşmıştır. Beş duyudan biri olan görüm (Os. Bâsıra, basar, kuvve-i basar, ibsar, nazar, Fr. Vue, Al. Gesicht, Ansehen, anschauung, İng. Sight, view, İt. Vista, ve duta) ün kapsadığı duyumlar, klasik bir sınıflandırmada dört grupta toplanmıştır: Aydınlık ve karanlık, renkler, biçimler, uzaklıklar... Görülen şeylerin bütünü de görüm terimiyle dilegetirilir. bkz. Gözlem, El, Dil, Us, Eylem İnsanbilim, Duyu.