Kavram.
Kavram.
(Philosophical Dictionary) :
(Os. Mefhum, Fr. Concept, Al. Begriff, İng. Conception, İt. Concetto). Nesnel gerçekliğin, sözcüklere anlam katan, yansısı... Kavram, duyularla gelen nesnel izlenimleri düşüncenin soyutlama işleminden geçirerek kavradığı bir genel nesne'dir. Örneğin insan zihni, duyular yoluyle tek tek birçok somut ağaç alglar, Bütün bu algılarını bir soyutlama işleminden geçirir ve bütün ağaçların örneği ve özeti olan bir ağaç kavramı elde eder. Bu, düşüncenin, birbirine benzeyen birçok şeyi tasarım'laması demektir. Bizzat bu tasarım doğada yoktur, ama bu tasarımın meydana gelebilmesi için doğada nesnel ve somut olarak bulunan gerçekler gereklidir. Demek ki bir kavramın meydana gelebilmesi için doğada, en az iki olmak üzere, birden çok somut gerçeklik algılanması gerekir. Soyutlamayla elde edilen kavram, artık bütün bu somutlukların hepsinden bulunan ve hepsini dilegetiren bir genellik'tir. Kavram, bir anlamda, bir doğa ürünü değil, bir düşünce ürünüdür. "Başlangıç nesnenin kendisi'dir, insanlar bununla başlar. Ama gerçek, başlangıçta değildir, onun sonundadır, bu sürüp gidiştedir". Kavram dış gerçeklikten -eşdeyişle doğadan- çıkarılır, ama doğru olup olmadığı yeniden dış gerçekliğe -eşdeyişle doğaya- dönerek ve somut örneklerinde denenerek anlaşılır. Metafizik düşünce bu denemeyi yapamadığı içindir ki yanılgılara düşmüştür. Diyalektik düşüncenin metafizik düşünceye üstünlüğü, bu denemeyi sürekli olarak yapması ve elde ettiği kavramların gerçekliğini doğa ölçütünden geçirmesidir. Düşünce ürünü olan kavram doğadaki gerçeklikle daima bağımlı bir halde tutulmazsa gerçeklikten kopar ve kendi kenidin geliştirerek hayal âlemlerine doğru havalanır, bundan da zorunlu olarak hiç bir gerçekliği bulunmayan birtakım metafizik uydurmalar elde edilir. Düşüncenin dehası, gerçeklikten kopmuş masallar uydurmakla değil, örneğin erkenin korunması yasası gibi gerçeklikle bağımlı ve gerçeklikte her an denenebilen genel yasalar elde etmekle belirir. Bu genel yasalar doğrudan doğruya doğadan algılanamazlar, ama milyonlarca doğasal deney ve gözlemin sonucudurlar; bunları o milyonlarca deney ve gözlemden çıkarabilmek için insan düşüncesinin deha çizgisindeki kavrama yeteneği gereklidir, uydurma yeteneği değil. Kavramlar, nesnel gerçekliğin insan zihnindeki yansısı olmakla, tıpkmı nesnel gerçeklik gibi değişir ve sürekli olarak gelişirler. Bu yüzdendir ki, hiç bir zaman saltık, her zaman ve her yerde geçerli kavramlar olamaz. Kavramlara saltık anlamlar vermek, onları değişmez ve gelişmez saymak metafizik düşüncenin büyük yanılgısıdır. Kavram deyimi, nesnel gerçekliğin yansısından doğan ussal ürünleri dilegetirir ve usun nesnel gerçeklikten edindiği nesnenin bilgisi (Os. Vukuf, Fr., İng. Notion, Al. Gedanke, İt. Nozione) deyimiyle karıştırılmamalıdır. Kavram, nesnenin bilgisinden elde edilir ama nesnenin bilgisi değildir. Kavramlar, var olan nesnelerin bilgisinden soyutlanarak henüz varlaşmamış bulunan nesneler için de meydana getirilebilir. Örneğin Marksçı terminolojideki kamulculuk kavramı böyledir. Gene örneğin kimya bilgini Mendeleev kimyasal elemanları atom dizisi sayılarına göre sıralanmış ve henüz bilinmeyen ama diziye göre varlıkları kesin bulunan elemanların adlarını koymuştu, bu elemanlar birkaç yıl sonra bulunarak Mendeleev'in buluşu doğrulandı. bkz. Anlam, Soyut, Genel Kavramlar, Ulam.