ÂMİN
ÂMİN
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Kabûl et mânâsına, duâ sonunda söylenen söz.Her kim namazdan sonra imâm ile duâ edip, âmin derse, âmin kelimesinin harfleridörttür, her harfine bin melek nâzil olur (iner). Bunlar tâ kıyâmet gününe kadar bu kimseiçin duâ ederler. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ül-Cenne)Allah'ım! Bize, yeterli rızık, bedenimize sıhhat, ölümden önce tövbe etmek, ölürkenrahatlık, ölümden sonra mağfiret (bağışlanmak) ve ateşten kurtuluş, Cennet'e girmek, dünyâ veâhirette âfiyet nasîb eyle! Âmin. (Kitâb-üs-Salât)Bir kimse elindeki kat'î (kesin) haram olan maldan sadaka verse ve sevâb umsa, alan fakirde haram olduğunu bilerek verene Allah râzı olsun dese, veren veya başka bir kimse âmin desehepsi küfre girer. (Ahî Yûsuf Çelebi)Cemâatle namaz kılarken imâm (Veled-dâllîn) deyince, imâm ve cemâatin ve yalnız kılanın,kendisi Fâtiha-i şerîfeyi bitirdikte, yavaşça (âmîn) demeleri sünnetdir. (Halebîy-i Sagîr)
ZÂMİN
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Kefil, birisinden belli bir veya birkaç kimsenin istedikleri bir şeyi, kendisinin de ödeyeceğinesöz veren kimse. Dâmin. (Bkz. Kefil)Mübâşir (kişi, bizzat kendisi) müteammid (kasten) olmasa da zarar verdiği şeyi zâmin olur.Mübâşir, kasten yaparsa, hem zâmin hem günahkâr olur. (İbn-i Âbidîn)Birinin hayvanı bir kimseden ürküp de kaçarken koybolsa, ürkmesine sebeb olan zâminolmaz. (Mecelle)