MÜKELLEF
EF'ÂL-i MÜKELLEFÎN
(Glosario Islámica) :
İslâm dîninde mükelleflerin (dînî vazîfeleri yerine getirmekle yükümlü, sorumlu kimselerin)yapmaları ve sakınmaları lâzım olan emirler ve yasaklar. Ahkâm-ı İslâmiyye (fıkıh bilgileri), dinbilgileri.Ef'âl-i mükellefîn sekizdir: Farz, vâcib, sünnet, müstehâb, mubâh, harâm, mekrûh, müfsid.Bunları fıkıh ilmi öğretir. (Bkz. İlgili maddeler) (İbn-i Âbidîn)İki cihân (dünyâ ve âhiret) seâdetine kavuşmak, ancak ve yalnız, dünyâ ve âhiretin efendisiolan Muhammed aleyhisselâma tâbi olmağa (uymağa) bağlıdır. O'na tâbi olmak için îmânetmek ve ef'âl-i mükellefîni öğrenmek ve yapmak lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)Ef'âl-i mükellefîni yerine getirmek çok kolaydır. Kalbi bozuk olana güç gelir. Bir çok işlervardır ki, sağlam insanlara kolaydır. Hastalara ise güçtür. Kalbin bozuk olması, şerî'ate,İslâmiyete tam olarak inanmaması demektir. Bu gibi insanlar, inand ım dese de hakîkî tasdîk(inanma) değildir. Laf (dil) ile tasdîkdir. Kalbde hakîkî tasdîkin, doğru îmânın bulunmasına biralâmet, Ef'âl-i mükellefîni yerine getirmekte kolaylık duymaktır. (İmâm-ı Rabbânî)
MÜKELLEF
(Glosario Islámica) :
Bir şeyi yapmaya ve yerine getirmeye mecbûr olan; Allahü teâlânın emir ve yasaklarındanmes'ûl (sorumlu) olan; îmânı olan, âkil (akıllı) ve bâliğ (evlenme yaşına, ergenlik çağınaulaşmış) olan kimse. (Bkz. Ef'âl-i Mükellefîn)Mükellef olan erkek ve kadının birinci vazîfesi; Ehl-i sünnet âlimlerinin yazdıkları akâid(îmân ve îtikâd) bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. (İmâm-ı Rabbânî)Mükellef olan kadın, erkek her müslümanın Allahü teâlânın sıfat-ı zâtiyyesini (zâtına âitsıfatlarını ki, bunlar; Vücûd, Kıdem, Bekâ, Vahdâniyyet, Muhâlefet-ün-lil-havâdîs ve Kıyâmbi-nefsihî'dir) ve sıfât-ı sübûtiyyesini (Hayât, İlim, Semî', Basar, İrâde, Kudret Kelâm, Tekvin)doğru bilmesi ve inanması lâzımdır. Herkese ilk farz olan şey budur. Bilmemek özür olmaz.Bilmemek günâhtır. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)Hanefî mezhebinin âlimleri dediler ki: Mükellef olan her müslümanın, her gün beş vakitnamaz kılması farzdır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiştir.(İbn-i Âbidîn)Mükellef olanların, ölümü çok hatırlaması sünnettir. Çünkü, ölümü çok hatırlamak,emirlere sarılmaya ve günahlardan sakınmağa sebeb olur. Haram işlemeğe cesâreti azaltır.Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Lezzetleri yıkan, eğlencelere son veren ölümü çokhatırlayınız!" (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî)