Toggle navigation
Əlaqə
Azerice
Türkçe
İngilis
Alman
Fransız
İspan
İtalyan
Azerice
İçinde geçer
İçinde geçer
Aynen
İle başlar
İle biter
Sözlük
Ara..
Sözlük
×
Türkçe - Fransız lüğət
Fransız - Türkçe Sözlük
Türkçe - Alman Lüğət
Alman - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspan lüğət
İspan - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kurdish lüğət
Kurdish - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilis lüğət
İngilis - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyan - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biologiya lüğəti
Fəlsəfə Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
piskoloji Sözlüğü
Sosiologiya Sözlüğü
İqtisadiyyat Sözlüğü
Tibb və Hematologiya Sözlüğü
Ekologiya Lüğəti
adlar Sözlüğü
Dənizçilik Sözlüğü
Meteorologiya Sözlüğü
Avtomobil Sənaye Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terminlər Lüğəti
Kompüter, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
bitkilər Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
should
"should" Kelimesi için arama sonuçları
should
(İngilis - Türkçe Sözlük) :
yardımcı f. 1. Manevi zorunluluk gösterir: I think I should go. Gitsem iyi olur galiba. Why shouldn´t I go? Niçin gitmeyeyim. You should apologize. Özür dilemelisin. You should have said No! Hayır! demeliydin. How should she have known he was a rogue? Serseri olduğunu ne bilsindi. 2. İhtimal gösterir: The weather should be nice. Herhalde hava güzel olur. She should easily get that prize. O ödülü kolaylıkla kazanması lazım. 3. Bazı şartlı cümlelerde kullanılır: You can use the house should the weather turn bad. Hava bozarsa evden yararlanabilirsiniz. If I were a polite person I should invite you to stay for dinner. Nazik bir kişi olsaydım akşam yemeğine buyurun derdim. If he were here now I´d kill him. Şimdi karşımda olsa öldürürdüm. 4. Şaşkınlık belirtir: At that moment who should telephone but Hikmet himself! O an kim telefon etse beğenirsin? Hikmet´in ta kendisi! 5. Gelecek zamanı göstermek için kullanılır: He said he should go. Gideceğini söyledi. 6. Olumluyken olumsuz bir anlam gösterir: She should worry, with her good looks! O güzelliğiyle endişe etmesine hiç gerek yok aslında!
shoulder
(İngilis - Türkçe Sözlük) :
i. 1. omuz. 2. dağ yamacının üst bölümü. 3. kasap. kürek, kürek eti. 4. banket. f. 1. omzuna almak, omzuna vurmak, omuzlamak. 2. (bir işi/bir görevi) yüklenmek, omuzlamak. 3. omuzlamak, omzuyla itmek: He shouldered his way through the crowd. Kalabalığı omuzlayarak ilerledi.
shoulder arm
(İngilis - Türkçe Sözlük) :
dipçikli silah.
shoulder bag
(İngilis - Türkçe Sözlük) :
omuz çantası.
shoulder blade
(İngilis - Türkçe Sözlük) :
anat. kürek kemiği.
««
«
1
2
3
4
5
6
7
8
»
»»
Hidden div
Son Axtarılan Sözlər
SUBSTITUTION EFFECT
should
bakliyat
Sauger
ropluk
TECELLÎ
MÜNDERECAT
DİYALOG
Flegel
well-mannered
inference
ŞÂMÂNÎLER
Çox Axtarılan Sözlər
ılık (209690k)
çüş (97989k)
açık (81800k)
ırmak (73698k)
İNDÎ (72135k)
naşî (61711k)
çatı (60353k)
HÂDİS (58210k)
ılım (57267k)
balık (55812k)
hasır (54912k)
rêsî (54714k)
Tüm sözlüklerde ara
Türkçe - Fransız lüğət
Fransız - Türkçe Sözlük
Türkçe - Alman Lüğət
Alman - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspan lüğət
İspan - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kurdish lüğət
Kurdish - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilis lüğət
İngilis - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyan - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biologiya lüğəti
Fəlsəfə Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
piskoloji Sözlüğü
Sosiologiya Sözlüğü
İqtisadiyyat Sözlüğü
Tibb və Hematologiya Sözlüğü
Ekologiya Lüğəti
adlar Sözlüğü
Dənizçilik Sözlüğü
Meteorologiya Sözlüğü
Avtomobil Sənaye Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terminlər Lüğəti
Kompüter, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
bitkilər Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
Tüm sözlüklerde ara