Toggle navigation
Əlaqə
Azerice
Türkçe
İngilis
Alman
Fransız
İspan
İtalyan
Azerice
İçinde geçer
İçinde geçer
Aynen
İle başlar
İle biter
Sözlük
Ara..
Sözlük
×
Türkçe - Fransız lüğət
Fransız - Türkçe Sözlük
Türkçe - Alman Lüğət
Alman - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspan lüğət
İspan - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kurdish lüğət
Kurdish - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilis lüğət
İngilis - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyan - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biologiya lüğəti
Fəlsəfə Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
piskoloji Sözlüğü
Sosiologiya Sözlüğü
İqtisadiyyat Sözlüğü
Tibb və Hematologiya Sözlüğü
Ekologiya Lüğəti
adlar Sözlüğü
Dənizçilik Sözlüğü
Meteorologiya Sözlüğü
Avtomobil Sənaye Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terminlər Lüğəti
Kompüter, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
bitkilər Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
nere
"nere" Kelimesi için arama sonuçları
dejenere
(Türkçe - İngilis lüğət) :
degenerate, decadent. etmek /ı/ to make (someone, something) degenerate. olmak to become degenerate.
dejenereleşmek
(Türkçe - İngilis lüğət) :
to degenerate, become degenerate.
nere
(Türkçe - İngilis lüğət) :
What part of ...?/Whatever part of .../Where ...?/Wherever .../What place ...?: Burası neresi? What place is this? Bu nerenin haritası? What place is this a map of? Neren ağrıyor? Where are you aching? Kitabın neresinde? What part of the book is it in?
nerede
(Türkçe - İngilis lüğət) :
Where?/Where...?/Wherever ...: Onlar nerede? Where are they? Nerede oturursak .... Wherever we sit .... akşam orada sabah. colloq. He is under/feels no compulsion to return to his own home come bedtime./He doesn´t appear to have a home; come bedtime, he just spends the night wherever he happens to be. bu bolluk?/ bu yoğurdun bolluğu? What makes you think this thing´ll be so easy to do?/It´s not as easy as you think! hareket, orada bereket. proverb Industry (assiduous labor) begets plenty. ise see neredeyse. kaldı ki how (in the world) can ...?: Bu işi bile yapamazken nerede kaldı ki o işi yapasın? As you can´t even do this job, how in the world can you do that one? ... nerede ... (... ... nerede) How can you compare ...?/... can´t be compared to ...: Cevdet nerede, Şevket nerede? You can´t liken Cevdet to Şevket! Şalgam nerede, gül nerede? How can you compare a turnip to a rose?
nereden
(Türkçe - İngilis lüğət) :
1. Where ...?/From where ...?/Whence ...?: Nereden geliyorsun? Where are you coming from? 2. ... no matter where ... from: Nereden gelirse gelsin. I don´t care where he comes from. nereden gelirse gelsin no matter where he comes from. nereye! Who would have thought it could happen?
««
«
1
2
»
»»
Hidden div
Son Axtarılan Sözlər
lêker
ibibik
açılış yapmak
at the expense of
Ohrfeige
sıkkın
sezinmek
ardıç (ephel)
black-and-white
arringare
balgam
Right face!
Çox Axtarılan Sözlər
ılık (130845k)
çüş (88620k)
açık (71062k)
İNDÎ (59664k)
ırmak (52108k)
çatı (51053k)
HÂDİS (50526k)
balık (49617k)
naşî (48419k)
hasır (45460k)
ılım (41045k)
rêsî (40536k)
Tüm sözlüklerde ara
Türkçe - Fransız lüğət
Fransız - Türkçe Sözlük
Türkçe - Alman Lüğət
Alman - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspan lüğət
İspan - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kurdish lüğət
Kurdish - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilis lüğət
İngilis - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyan - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biologiya lüğəti
Fəlsəfə Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
piskoloji Sözlüğü
Sosiologiya Sözlüğü
İqtisadiyyat Sözlüğü
Tibb və Hematologiya Sözlüğü
Ekologiya Lüğəti
adlar Sözlüğü
Dənizçilik Sözlüğü
Meteorologiya Sözlüğü
Avtomobil Sənaye Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terminlər Lüğəti
Kompüter, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
bitkilər Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
Tüm sözlüklerde ara