ŞEYTAN

Résultats pour "ŞEYTAN"

Ottoman - Dictionnaire turc

HAVATIR-I ŞEYTANİYE

 (Ottoman - Dictionnaire turc) :
Şeytanî vesvese ve düşünceler.
 Ottoman - Dictionnaire turc

HİZB-ÜŞ ŞEYTAN

 (Ottoman - Dictionnaire turc) :
Şeytana ve nefislerine tâbi olanların grubu. Allah'ın kanun ve nizamına tâbi olmadan kafalarına güvenerek ve nefsanî arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı.
 Ottoman - Dictionnaire turc

LÜMME-İ ŞEYTÂNİYE

 (Ottoman - Dictionnaire turc) :
şeytanın vesvesesi. Şeytanın verdiği kuruntu.
 Ottoman - Dictionnaire turc

MAGLATA-İ ŞEYTANİYE

 (Ottoman - Dictionnaire turc) :
İnsanları aldatmak ve yoldan çıkarmak için söylenen karıştırıcı sözler. Şeytanın insan kalbine vesvese vermesi.
 Ottoman - Dictionnaire turc

ŞEYTAN

 (Ottoman - Dictionnaire turc) :
İblis. (Cenab-ı Hakk'ın emrine isyan ettiğinden rahmetinden kovulmuş, şerleri ve muzır şeyleri temsil eder ve ateşten yaratılmıştır. Bütün melekler Cenab-ı Hakk'ın emriyle Hazret-i Âdem'e secde ettiği halde Şeytan: "O, topraktan yaratılmıştır, ben ateşten yaratıldım. Ben ondan daha kıymetli ve yükseğim" diye kibirlenerek, Cenab-ı Hakk'ın emrine karşı gelmiş ve Hazret-i Âdem'e secde etmediğinden, Allah'ın rahmetinden kovulmuştur.(Melâikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur. Makamları sâbittir, tebeddül etmez. Keza, hayvânâtın dahi, şeytanlar musallat olmadıkları için, mertebeleri sâbittir, nâkıstır. Alem-i insaniyette, ise; merâtib-i terakkiyât ve tedenniyât, nihayetsizdir. Nemrutlardan, firavunlardan tut, tâ sıddıkin-i evliya ve enbiyaya kadar gâyet uzun bir mesâfe-i terakki var.İşte kömür gibi olan ervâh-ı sâfileyi, elmas gibi olan ervâh-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-i enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, mâden-i insaniyyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidatlar, beraber kalacaktı. Alâ-yı illiyindeki Ebu Bekir-is Sıddık'ın ruhu, esfel-i sâfilindeki Ebu Cehil'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı. Demek şeyatin ve şerlerin yaratılması, büyük ve küllî neticeye baktığı için, icadları şer değil, çirkin değil; belki su-i istimalâttan ve kesb denilen mübaşeret-i hususiyeden gelen şerler, çirkinlikler, kesb-i insana aittir, icad-ı İlâhîye ait değildir. M.)Bu mevzuya dair tafsilât: Risale-i Nur Külliyatından "Lem'alar" adlı eserin 13. Lem'asındadır.
Recherches de mots-clés Turkish - French Dict. ılık (135813k) Turkish - Germany Dict. çüş (91396k) Turkish - French Dict. açık (73109k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (61868k) Turkish - French Dict. ırmak (54133k) Turkish - French Dict. çatı (52556k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (51695k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (51411k) Turkish - French Dict. balık (50546k) Turkish - Germany Dict. hasır (46852k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (43958k) Turkish - Germany Dict. ılım (43576k)