Metafizik Yöntem.
Metafizik Yöntem.
(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. Usulî mâbâdettabiî, Fr. Methode metaphysique). Metafizik düşünme ve uygulama tekniği... Metafizik düşünme, eytişimsel düşünmenin tam karşıtı olarak; doğasal, toplumsal ve bilinçsel olgu ve nesneleri devimsiz, bağımsız, çelişmesiz, değişmez ve gelişme olarak düşünmektir. Böylesine olgu ve nesneler gerçekdışıdırlar ve ancak doğadışı (metafizik)nda varsayılabilirler. Doğada, toplumda ve bilinçte bu nitelikleri taşıyan hiç bir olgu ve nesne yoktur. Evrende her şey (doğasal, toplumsal, bilinçsel) sürekli bir devim, çelişme, değişme, gelişme içindedir ve birbirleriyle bağımlıdır. Bunun içindir ki eytişim yöntemi her bakımdan metafizik yöntem'in karşıtıdır. Metafizik yöntem nesneleri "bir daha değişmemek üzere kesin ve son biçimiyle yapılmış gibi" kabul eder ve kavramları kesin, her zaman ve her yerde geçerli olarak tanımlar. Oysa nesneler gibi kavramlar da sürekli olarak çelişir, değişir ve gelişirler. Metafizik kavramının kendisi bile tarihsel süreçte çeşitli değişiklikler geçirmiş ve çeşitli anlamlarda kullanılmıştır. Açıkça görüldüğü gibi nesne, kavram ya da olay olsun herhangi bir olguyu sonsuzca geçerli olarak ele almak düşünme, inceleme ve uygulama işlemlerini büyük yanılgılara düşürür.Metafizik yöntemin bütün yanılgıları bu yüzdendir. Metafizik düşünce, insan düşüncesinin doğadan kopmasıyle başlamış ve günümüze kadar sürüp gelmiştir. Ne var ki insan düşüncesinin bu serüveni tarihsel süreçte zorunluydu. Doğa üstünde düşünmeye başlayan insan, bilimlerin aynı hızla ilerleyememeleri yüzünden belli bir aşamada düşüncesini doğa verileriyle denetlemek ve pratikte de geçerli olup olmadıklarını doğrulamak olanağından zorunlu olarak yoksun bulunuyordu. Bunun içindir ki düşünce fizik'ten kopmuş ve zorunlu olarak metafizik hayaller kurma yolunu tutmuştur. Düşüncesini sürekli olarak fizik dünya ile bağımlı tutarak geliştirme durumunda bulunan insanın bu zorunlu düşünsel serüveni, modern bilimin doğuşuyle, XVII. ve XVIII. yüzyıllarda kendine özgü bir bilimsel yöntem olmaya dönüşmüştür. Çünkü, bilimlerin gelişmesi sırasında "doğa bilimleri, özellikle olguları toplamak, çeşitli nesne ve olayları tasvir etmek ve sınıflandırmak" zorundaydı ve "bir nesneyi tasvir etmek için onu öteki nesnelerin topundan ayırmak gerekiyordu. Olguları birbirinden ayrı olarak, evrensel bağlılıkları dışında ele almak alışkanlığı buradan doğmuştur. Buysa nesnelerin gelişmesini, farklı olan başka nesnelerdren dönüşme yoluyle nasıl meydana geldiklerini anlamayı olanaksız kılıyordu. İşte, nesneleri birbirlerinden ayrı olarak ve gelişmeleri dışında ele alan metafizik yöntemi böyle doğdu ve uzun bir süre insanların bilinçlerine egemen olarak bilimsel düşünce alanında gelenekleşti". Metafizik yöntem günlük yaşamda ve bilimin aşağı derecelerinde az çok işe yaramış, ne var ki gelişmenin karmaşık süreçlerini çözümlemeye yetmemiştir. Bundan başka kimi toplumsal koşullarda kimi toplumsal güçlerin siyasal çıkarlarını korumaya da elverişli ve yatkındır. Örneğin düzenin değişmememsini isteyenler hemen metafiziğe sarılırlar ve metafiziğin bütün kurumlarını harekete geçirirler; çünkü metafiziğe göre var olan düzen sonsuz geçerlidir, hep böyleydi ve hep böyle kalacaktır. Oluşmanın genel yasalarının bilgisinden, yapısı gereği zorunlu olarak, yoksun bulunan metafizik; geçmişi aydınlatamaz, bugünü anlayamaz ve geleceği önceden göremez. Var olan'ı geçmişteki evrimi içinde çözümlemek, bugün neden böyle bulunduğunu anlamak ve gelimşemsinin etkin güdücülerine göre geleceğini tahmin etmek ancak eytişim yöntemi'yle mümkündür. Metafizik yöntemin araştırmada kullandığı araç, biçimsel mantık (özdeşlik, çelişmezlik, üçüncü durumun olanaksızlığı ilkeleri)tır. Bu mantıkla metafizik birbirlerine sıkıca bağlıdırlar. Günümüzde, diyalektiğin büyük başarıları karşısında, bütün metafizik ve idealist öğretilerin mantıkçılığa dönüşmelerinin nedeni budur. Çünkü mantık "her şeyi kesinlikle sınıflandıran, kendi kendisiyle özdeş görmemizi zorunlu kılan, sonra da bizi seçmek -ya evet, ya hayır demek- durumunda bırakan ve iki karşıt durum arasında üçüncü bir olanak tanımayan bir araç, bir düşünme yöntemidir". Doğasal, bilinçsel ve toplumsal süreçlerin sayısız örnekleri arasında herhangi birini seçersek bu mantığın şu sonucu zorunlu olarak doğurduğunu görürürüz; Demokrasi demokrasidir (özdeşlik), demokrasi karşıtı bulunan diktatörlük olamaz (çelişmezlik), ya demokrasiyi ya da diktatörlüğü seçmek gerekir, bunların bir arada bulunabilecekleri üçüncü bir durum yoktur (üçüncü durumun olanaksızlığı). Oysa burjuva demokrasileri gibi halk demokrrasileri de kesin anlamıyle demokrasi değildirler, bu demokrasiler karşıtı bulunan diktatörlüğü de içerirler ve böylelikle hem demokrasi hem diktatörlük üçüncü durumu içindedirler. Burjuva demokrasileri burjuva sınıfı için demokrasi, öteki sınıflar için diktatörlük olduğu gbii sosyalist halk demokrasileri de işçi sınıfı için demokrasi, burjuva sınıfı için diktatörlüktür. Bu örnekte açıkça görüldğü gibi doğasal, bilinçsel ve toplumsal süreç metafizik mantığın kesin'liğine hiç bir zaman uymamaktadır ve böylesine kesinlikler daima gerçekdışıdır. Eytişimsel dünya görüşüne bağlı incelemeler metafizik yöntem'in ayırt edici niteliklerini şöyle saptamışlardır: 1. Şeyler durağanlıkları, özdeşlikleri içinde görülür; 2. Şeyler birbirinden ayrılır, karşılıklı ilişkilerinden çözülür; 3. Şeyler arasında sonsuz bölmeler, aşılmaz duvarlar kurulur; 4. İki karşıt şeyin aynı zamanda var olamayacağı ileri sürülerek karşıtlar birbirinin karşısına konur. bkz. Metafizik, Mantık, Eytişim Yöntemi, Eytişimsel Özdekçilik, Tarihsel Özdekçilik.