within

Results for "within"

be within arm´s reach
(English - Turkish Dictionary) :
elinin altında olmak.

be within earshot
(English - Turkish Dictionary) :
(yakın olduğu için) işitebilmek, duyabilmek.

be within reason
(English - Turkish Dictionary) :
akıl kârı olmak.

be within s.o.´s grasp
(English - Turkish Dictionary) :
1. birinin kavrayışı içinde olmak. 2. birinin elde edebileceği bir şey gibi olmak.

from within
(English - Turkish Dictionary) :
içten; içinden; içeriden: We´ll take the city from within. Şehri içten fethedeceğiz. edat 1. (belirli bir zaman) içinde: They´ll be here within an hour. Bir saat içinde burada olacaklar. 2. (belirli bir mesafe) yakınlıkta, içinde: We´re within a kilometer of the river. Nehre bir kilometre yakınlıktayız. 3. (belirli sınırlar/belirli bir bünye) içinde: You have to work within these conditions. Bu şartlar içinde çalışmaya mecbursun. They don´t live within their income. Gelirleriyle orantılı bir şekilde yaşamıyorlar. It´s like an empire within an empire. İmparatorluk içinde bir imparatorluğa benziyor.

Last Searched Words

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - Germany Dict.

Turkish - English Dict.

Kurdish - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Azerbaijani - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Germany - Turkish Dict.

Turkish - Germany Dict.

ardışık

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (152994k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (92834k)

Turkish - French Dict.

açık (75606k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (67082k)

Turkish - French Dict.

ırmak (58348k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (54099k)

Turkish - French Dict.

çatı (53958k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (52948k)

Turkish - French Dict.

balık (51672k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (48789k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (47566k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (47268k)