circumstance
be in straitened circumstances
(English - Turkish Dictionary) :
yoksulluk içinde yaşamak, darlık içinde olmak.
circumstance
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. durum, hal, keyfiyet, koşul, şart, vaziyet. 2. olay, vaka. 3. kader.
in easy circumstances/on easy street
(English - Turkish Dictionary) :
hali vakti yerinde, varlıklı.
in the circumstances
(English - Turkish Dictionary) :
bak. under the circumstances. pomp and circumtance tantana, debdebe.
narrow circumstances
(English - Turkish Dictionary) :
fakirlik, parasızlık, darlık.