tell


"tell" Die Ergebnisse der Suche nach dem Wort

 Englisch - Türkisch Wörterbuch

stellar

( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
s. 1. yıldızlarla ilgili. 2. yıldız gibi.
 Englisch - Türkisch Wörterbuch

storyteller

( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
i. 1. hikâye anlatan kimse, masalcı. 2. k. dili yalancı.
 Englisch - Türkisch Wörterbuch

tell

( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
f. (told) 1. söylemek; anlatmak: I told her the news. Ona haberi söyledim. I told her he was here. Onun burada olduğunu kendisine söyledim. Tell me what happened. Neler olduğunu bana anlat. She doesn´t tell lies. Yalan söylemez. Tell me a story! Bana bir masal anlat! I told you he´d botch things up, didn´t I? İşleri berbat edeceğini söyledim, değil mi? I can´t tell you how vile it was. Onun ne kadar kötü olduğunu sana anlatamam. Don´t tell me you´re now a doctor! Gerçekten hekim olduğuna inanamam! To tell you the truth, I can´t stand the guy. Doğrusunu istersen heriften nefret ediyorum. I won´t tell a soul. Kimseye söylemem. You can´t tell him anything. Ona hiçbir şey dinletemezsin. Something tells me we´re lost. Yolumuzu kaybettiğimizi hissediyorum. 2. göstermek; anlatmak: This book tells you how to fix clocks. Bu kitap sana saatlerin tamirini öğretir. The firing of the cannon tells you the fast has ended. Topun atılması orucun bittiğine işaret ediyor. 3. söylemek, anlamak: Can you tell whether or not it´s malaria? Sıtma olup olmadığını anlayabildiniz mi? I can´t tell which is which. Hangisinin hangisi olduğunu kestiremiyorum. 4. söylemek, emretmek: Are you asking me or telling me? Benden rica mı ediyorsun, yoksa bana emir mi veriyorsun? I told them to wait. Beklemelerini söyledim. 5. (bir şey) etkisini göstermek: Quality always tells. İyi kalite her zaman kendini belli eder. The strain was beginning to tell on him. Sıkıntının izleri onda belirmeye başlıyordu. 6. (bir şey hakkında) emin olmak: On the other hand he just might win. You never can tell! Gene de bakarsın galip gelir. Hiç belli olmaz!
 Englisch - Türkisch Wörterbuch

tell (the) time

( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
1. saatin kaç olduğunu anlamak: Can Tekin tell the time yet? Tekin şimdi saatin kaç olduğunu anlayabiliyor mu? 2. (saat) zamanı göstermek: This clock doesn´t tell the time very well. Bu saat pek iyi çalışmıyor. I told you so! Sana demedim mi?
 Englisch - Türkisch Wörterbuch

tell against

( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
(bir şey) (birinin) aleyhinde olmak.