MUSÎBET


Risultati per "MUSÎBET"

Turco - Dizionario Tedesco

musibet

(Turco - Dizionario Tedesco) :
s Unglück.
Turco - dizionario curdo

musibet

(Turco - dizionario curdo) :
karesat, gît, qeda.
Il dizionario Turco - Turco

MUSİBET

(Il dizionario Turco - Turco) :
is. l. Ansızın gelen bela, sıkıntı. 2. mec. Uğursuz.
Ottomano - Dizionario turco

MUSÎBET

(Ottomano - Dizionario turco) :
Afet. Belâ. Felâket. Hastalık. Dert.(Merayı tecavüz eden koyun sürüsünü çevirtmek için çobanın attığı taşlara musâb olan bir koyun, lisan-ı hâliyle: "Biz çobanın emri altındayız. O bizden daha ziyâde fâidemizi düşünür. Mâdem onun rızâsı yoktur, dönelim." diye kendisi döner, sürü de döner.Ey nefis! Sen o koyundan fazla âsi ve dâll değilsin. Kaderden sana atılan bir musibet taşına mâruz kaldığın zaman $ söyle ve merci-i hakikiye dön, imana gel, mükedder olma. O seni senden daha ziyade düşünür. M.N.)
Ottomano - Dizionario turco

MUSİBET-İ ÂMME

(Ottomano - Dizionario turco) :
Umuma ve cemiyetin ekseriyetine gelen belâ.(Bu asırdaki ehl-i İslâmın fevkalâde safderunluğu ve dehşetli cânileri de âlicenâbâne affetmesi; ve bir tek haseneyi, binler seyyiatı işliyen ve binler mânevi ve maddi hukuk-u ibâdı mahveden adamdan görse, ona bir nevi tarafdar çıkmasıdır. Bu suretle ekall-i kalil olan ehl-i dalâlet ve tuğyan; safdil taraftar ile ekseriyet teşkil ederek, ekseriyetin hatâsına terettüp eden musibet-i âmmenin devamına ve idâmesine belki teşdidine kader-i İlâhiyeye fetva verirler; biz buna müstehakız derler. K.L.)(Hem âlicenâbâne affetmek ise yalnız kendine karşı cinayetini affedebilir. Kendi hakkından vazgeçse hakkı var; yoksa başkaların hukukunu çiğniyen cânilere afuvkârâne bakmağa hakkı yoktur, zulme şerik olur. K.L.)