indulge

Results for "indulge"

English - Turkish Dictionary

indulge

 (English - Turkish Dictionary) :
f. 1. (sakınılması gereken bir şeye) teslim olmak: She indulged her desire for candy. Şeker yeme arzusuna yenildi. 2. in kendine bir şey yapma izni vermek: I haven´t indulged in a cigarette for a week. Bir haftadır sigaradan uzak duruyorum. 3. (arzu, rica v.b.´ni) yerine getirmek. 4. -e yüz vermek: Don´t indulge that naughty child. O yaramaz çocuğa yüz verme. 5. k. dili içki içmek.
 English - Turkish Dictionary

indulgence

 (English - Turkish Dictionary) :
i. 1. yüz verme, müsamaha. 2. in kendine (bir şey yapma) izni verme.
English - Turkish Dictionary

indulgent

 (English - Turkish Dictionary) :
s. yüz veren, müsamahakâr.
 English - Turkish Dictionary

self-indulgence

 (English - Turkish Dictionary) :
i. kendi isteklerini frenlememe.
 English - Turkish Dictionary

self-indulgent

 (English - Turkish Dictionary) :
s. kendi isteklerini hiç frenlemeyen.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (162081k) Turkish - Germany Dict. çüş (93367k) Turkish - French Dict. açık (76208k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (68292k) Turkish - French Dict. ırmak (61588k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (54789k) Turkish - French Dict. çatı (54431k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (53703k) Turkish - French Dict. balık (52178k) Turkish - Germany Dict. hasır (49294k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (48555k) Turkish - Germany Dict. ılım (48491k)