İMÂME
İMÂME
(Glossaire islamique) :
1. Eskiden müslümanların başlarına sardığı, bugün ise, sadece din görevlilerinin namazkıldırırken ve dînî vazîfeleri yerine getirirken giydikleri başlık üzerine sarılan sarık.İmâme ile kılınan iki rek'at namaz, imâmesiz kılınan yetmiş rek'at namazdan efdâldir,üstündür. (Hadîs-i şerif-Râmûz-ül-Ehâdîs)Mescidlere imâmesiz olarak da imâmeli olarak da geliniz. Ancak imâmeli olmakmü'minlerin alâmetlerindendir. (Hadîs-i şerif-Râmûz-ül-Ehâdîs)Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem imâmeyi sarar ve ucunu arkadan iki kürekarasına sarkıtırdı. (Râmûz-ül-Ehâdîs)Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem hicretin sekizinci senesi Ramazan-ı şerîfin onuncuPazartesi günü, on iki bin kahraman ile birlikte Medîne'den çıkarak, Ramazânın yirminciPerşembe günü Mekke-i mükerremeyi feth etti. Ertesi Cumâ günü hutbe okur ken mübârekbaşında siyâh imâme sarılı idi. (İmâm-ı Kastalânî)2. Tesbîhin ucundaki uzun tâne.
İMÂMET
(Glossaire islamique) :
İmâmlık, reislik, başkanlık, rehberlik.
İmâmet-i Kübrâ
(Glossaire islamique) :
Resûlullah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) vekâleten bütün müslümanlara imamlık ederekİslâmiyet'in emirlerinin tatbik edilmesine nezâret edip, İslâmiyet'e ve müslümanlara karşıyapılan her türlü müdâhaleye (saldırı ve sataşmaya) cevap vermek vazîfes i, hilâfet. (Bkz.Hilâfet)
İmâmet-i Suğra
(Glossaire islamique) :
Namaz kıldırmak için imâm olmak. (Bkz. İmâm)
İMÂMEYN
(Glossaire islamique) :
İki imâm. İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin ders ve sohbetlerinde yetişmiş olanİmâm-ı Ebû Yûsuf ile İmâm-ı Muhammed'e verilen lakab. İkisi de mezhebde müctehiddirler.Müftî ve hâkim, İmâm-ı a'zâm Ebû Hanîfe'nin sözüne uygun olarak fetvâ verir. Aradığınıonun sözlerinde açıkça bulamazsa, İmâm-ı Ebû Yûsuf'un sözünü alır. Onun sözlerinde debulamazsa, İmâm-ı Muhammed Şeybânî'nin sözünü alır. İmâmeyn'in sözü bir taraf ta, İmâm-ıa'zam'ın sözü karşı tarafta ise, müftî her iki tarafa göre fetvâ verebilir. (İbn-i Âbidîn)