TEVESSÜL
Bâb-üt-Tevessül
(Glossaire islamique) :
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem Medîne-i münevverede yaptırdığımescidin kuzeye açılan kapısı. Bu kapı Osmanlı sultanlarından Abdülmecîd Han tarafındanyeniden yaptırıldığından Bâb-ı Mecîdî diye de bilinir.Hicretin ikinci senesi Receb ayında, kıblenin Kudüs'ten Kâbe'ye dönmesi emr olununca,mescidin Mekke'ye karşı olan kapısı kapatılıp, karşısına, Şam tarafına yeni bir kapı açıldı.Şimdi bu kapıya Bâb-üt-Tevessül denmektedir. (Eyyûb Sabri Paşa)İlk Mescid-i Nebî'nin üç kapısı vardı. Mihrâbı Bâb-üt-Tevessül yerinde idi. Şimdikimihrâbın yerinde bulunan kapısından cemâat girer çıkardı. (Eyyûb Sabri Paşa)
TEVESSÜL
(Glossaire islamique) :
Bir isteğin, bir maksadın hâsıl olması için bir şeyi vesîle, sebeb yapmak. Allahü teâlânınsevdiklerini araya koyarak; "Onların hâtırı, hürmeti için" diyerek duâ etmek veya bu sûretleyapılan duâ. İstiğâse ve teşeffû' da denir (Bkz. İstigâse ve Teşeffû' ve Vesîle)Peygamber efendimiz; "Allahümme innî es'elüke bihakkıs sâilîne aleyke" yâni "YâRabbî! Senden isteyip de verdiğin kimselerin hatırı için, senden istiyorum" diye tevessül ederve böyle duâ ediniz buyururdu. (İbn-i Mâce)Ömer bin Hattâb radıyallahü anh kıtlık olduğu zaman Peygamber efendimizin amcasıhazret-i Abbâs ile tevessül etti. Yâni onu vesîle ederek Allahü teâlâdan yağmur istedi: "YâRabbî! Kıtlık olduğu zaman,Resûlullah efendimizle sana tevessül ederdik. Sen bize yağmurverirdin.Şimdi sana, Resûlullah efendimizin amcası ile tevessül ediyoruz. Bize yağmur ihsânet." diye duâ edince, Allahü teâlâ onlara yağmur verdi. (Buhârî)Yüzyıllardır, doğru yolda olan müslümanlar, Allahü teâlânın sevgili kullarını vesîle ederekduâ etmişler, böylece arzu ve isteklerine kavuşmuşlar, sıkıntılardan kurtulmuşlardır. Duânınkabul olması haram lokma yememeğe bağlıdır. Bu ise, ancak cenâb-ı Hakk'ın sevdiklerindemümkündür. Ölü olsun, diri olsun Allahü teâlânın sevdiklerini araya koyarak yapılan duâ,onların bereketiyle ve hatırları için kabûl olmaktadır.Daha önce yapılmış olan sâlih (iyi) amellerile de tevessül yapılır. (M. Sıddîk Gümüş)