scarcely

Results for "scarcely"

English - Turkish Dictionary

scarcely

 (English - Turkish Dictionary) :
z. hemen hemen, neredeyse, ancak; pek: He scarcely knows a word of Italian. Hemen hemen hiç İtalyanca bilmiyor. It´s scarcely more than a kilometer from here. Buradan orası bir kilometreyi pek geçmez. I scarcely know her. Onu pek tanımıyorum. It´s scarcely nine o´clock. Saat ancak dokuz daha. He´d scarcely entered the room when she flung a plate at him. Odaya henüz girmişti ki ona bir tabak fırlattı. I could scarcely have said such a thing to him, could I? Hiç ona öyle bir şey söyleyebilir miyim? You could scarcely have hoped for a better result than that. Ondan daha iyi bir sonuç bekleyemezsin herhalde.
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (155931k) Turkish - Germany Dict. çüş (92985k) Turkish - French Dict. açık (75898k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (67638k) Turkish - French Dict. ırmak (59274k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (54274k) Turkish - French Dict. çatı (54079k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (53383k) Turkish - French Dict. balık (51771k) Turkish - Germany Dict. hasır (48961k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (47848k) Turkish - Germany Dict. ılım (47819k)