MONOPOL
ANLAŞMAYA DAYANAN MONOPOL
( Dictionary of Economics) :
Anlaşmaya dayanan monopol, satıcıların aralarındaki rekabete son vererek piyasa egemenliğinden sağlanacak kazançları paylaşmalarını amaçlar. Bu tür monopolün çeşitli varyanıları olabilir.Firmalar kendi tüzel kişiliklerini koruyarak satış fiyatı, üretim miktarı, sürüm bölgeleri gibi konulardan biri ya da birkaçı hakkında anlaşma yapmışlarsa bunlara genellikle kartel denir. Anlaşmış firmalar kendi sermaye ve yönetim bağımsızlıklarını korumayarak tek bir kuruluş halinde birleşebilirler. Bu tip birleşmeler sonunda tröst, konsorsiyum ya da comptoir adı verilen firmalar ortaya çıkabilir. Anlaşmaya dayanan monopoller, süreli ya da süresiz olabilir. (Ayrıca bk. Monopol, Kartel, Monopol Türleri)
BİLATERAL MONOPOL
( Dictionary of Economics) :
(Bk. İki Yanlı Monopol)
DOĞAL MONOPOL
( Dictionary of Economics) :
Bir firmanın doğal nedenlerle tüm arzı kontrol etme gücüdür. Örneğin bir firma bir hammaddenin ülkedeki tüm rezervlerine sahip olabilir. Bu maddenin tüm üretim ve satışını elinde tutan firma monopol gücüne sahiptir.
İKİ YANLI MONOPOL
( Dictionary of Economics) :
Tek alıcıyla tek satıcının karşı karşıya geldiği bir monopol türüdür. Piyasada malın tek alıcısı karşısında tek bir satıcısının bulunması iki yanlı monopol durumunu çıkartır. Burada genellikle iki taraf aynı güce sahip değildir. Hem alıcı hem de satıcı karını maksimize etmeye ve dolayısıyla kendine uygun olan fiyat-miktar bileşimini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışacaktır. Sonuç karşılıklı pazarlık gücüne, pazarlığı iade edenlerin yeteneklerine, firmalarla ilgili istihbaratın sağlamlığına vb. dayanır. Bu nedenle de, bu piyasalarda fiyat oluşumu hakkında kesin bir analiz yapmak olanaksızdır.
MONOPOL
( Dictionary of Economics) :
İkame edilemeyen bir mal ya da hizmet üreticisinin piyasayı tek başına denetlemesi. Mutlak tekel olarak da adlandırılan bu durumda, üretici malının fiyatını rekabetten çekinmeden en yüksek karı elde edecek şekilde belirleyebilir. Mutlak tekel durumu, tam rekabetin karışıtı bir durumu ifade ederken, tam rekabet kavramı gibi, mutlak tekel kavramı da iktisadi ilkeleri açıklamada yararlı olmakla, bu kavramların içerdiği koşullara uygulamada pek sık rastlanmamaktadır. Genelde tekel (monopol) terimi, kısıtlı olmakla birlikte belli ölçüde rekabetin görüldüğü, tam rekabet ise rekabet koşullarının bazı etkenlerce daha az kısıtlandığı durumları anlatmak için kullanılrı. Tekellere karşı olanlar, tekelin piyasadaki gücü sayesinde üretimi ve mal çeşidini kısıtladığını, aşırı kar elde etmek amacıyla fiyatları yükseltttiğini, böylece tüketici sömürdüğünü ileri sürerlerken, farklı gerekçelerle tekelleri savunanlar da vardır. Onlara göre, tekeller ölçek ekonomilerinin oluşmasını sağlayarak, üretim maliyetlerinin düşürülmesine ve etkinliğin artmasına yol açarken, rekabetten kaynaklanan bazı savurganlıkları önlemekte, atıl kapasiteyi ortadan kaldırmakta ve uzun dönemli planlamayı olanaklı kılmaktadırlar. Serbest girişime dayalı ekonomilerin çoğunda tekelleşmeyi denetlemeye yönelik oldukça kapsamlı yasal düzenlemeler getirilmiştir. Bunlar arasında en eski ve sıkı olanlarından biri ABD antitröst yasalarıdır. Bu yasalar, üreticiler arasında rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar yapılmasını ve firmaların tekel oluşturarak ya da rekabeti kısıtlayacak şekilde birleşmelerini engellemiy amaçlamaktadır.