MUKAYYED
MÂ-İ MUKAYYED
(Islamic Glossary) :
Çiçek, üzüm, kavun-karpuz suyu gibi cinsi ve sıfatı birlikte söylenen sular.Mâ-i mukayyed ile namaz abdesti ve gusl abdesti alınmaz. (İbn-i Âbidîn)
MUKAYYED
(Islamic Glossary) :
Kayıtlanmış, bağlanmış; mutlak olmayan, bir sıfat, hâl, gâye veya şarta bağlı olan lafız(söz).Nisâ sûresinin doksan ikinci âyet-i kerîmesinde bir mü'mini hatâ ile öldürenin, keffâret(cezâ) olarak mü'min bir köle âzâd etmesi, buna gücü yetmezse, iki ay aralıksız oruç tutmasılâzım geldiği bildirilmiştir. Âyet-i kerîmede köle kelimesi mukayyed dir. Çünkü, mü'min sıfatıylakayıtlanmıştır. (Serahsî)Mâide sûresinin seksen dokuzuncu âyet-i kerîmesinde yemin keffâreti için bir köle âzâdetmek, yâhut on fakiri doyurmak, yâhut onları giydirmek olduğu, bu üçünden biriniyapamayanın üç gün ardarda oruç tutması îcâbettiği bildirilmiş, böylece; "Üç gün oruç tutma"işi ondan önceki üç şeyden birine gücü yetmeme şartı ile mukayyeddir. (Serahsî)
Mukayyed Müctehid
(Islamic Glossary) :
Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, dînî delillerden (kaynaklardan) yenihüküm çıkaran İslâm âlimi. Müctehid fil mezheb de denir. (Bkz. Müctehid)
Mukayyed Su
(Islamic Glossary) :
Cinsi ve sıfatı birlikte söylenen ve herhangi bir şeyle kayıtlanmış sular. (Bkz. Mâ-iMukayyed)Mukayyed sular iki türlü olup, biri kavun, karpuz suları gibidir. Bunlar hilkaten (yaratılışîcâbı) böyledirler. Diğeri ise; mutlak su iken, daha sonra bir şeyle karışma netîcesi mukayyedolmuşlardır. Et suyu, sabun suyu, safranlı sulardır. Mukayyed su ile abdest ve gusül abdestialınmaz. (İbn-i Âbidîn)Suyun ismi değişmediği zaman, su koyu olursa, akıcılığı kalmazsa, mukayyed su olur.Akıcılığı kalırsa, üç özelliği değişse bile temiz kalır. Fasülye, nohut, yaprak, meyve ve otlarınsoğuk suda kalarak, rengi veya kokusu, tadı değişen su böyledir. (Alâüddîn Haskefî)
Müctehid-i Mukayyed
(Islamic Glossary) :
Mezheb imâmının koyduğu usûl ve kâidelere uyarak, delîllerden yeni hükümler çıkaranİslâm âlimi. Mukayyed müctehid. (Bkz. Müctehid fil-Mezheb)Müslümanlar, ya müctehid (Kur'ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîflerden mânâ, hüküm çıkaranİslâm âlimi) olur, yâhut ictihâd derecesine yükselmemiştir. Müctehid de, ya mutlak müctehid(Bkz. Müctehid-i Mutlak) olur, yâhut müctehid-i mukayyed olur. Mutlak müctehidin, başka birmüctehidi taklîd etmesi câiz değildir. Kendi ictihâdına uyması lâzımdır. Mukayyed müctehidinise, bir mutlak müctehidin mezhebinin usûllerine uyması vâcibdir (gereklidir). Bu usûllereuyarak yapacağı kendi ictihâdına (hükmüne) uyar. (Abdülganî Nablüsî)