HİSAR

Results for "HİSAR"

Ottoman - Turkish Dictionary

BÜN-İ HİSÂR

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hisarın dibi.
Ottoman - Turkish Dictionary

HİSAR

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Hasr. dan) Etrafını alma, kuşatma. * Kale. Etrafı istihkâmlı yer.
 Ottoman - Turkish Dictionary

HİSAR ERİ

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kale muhafızı.
 Ottoman - Turkish Dictionary

HİSARLI

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hisarla çevrili yer. * Hisarda oturan, kalede mukim. * Ask: Sınırlarda bulunan şehir ve kalelerde topçuya ait hizmetlerde kullanılan bir sınıf asker. Bunlara İstanbul'dan gönderilen "topçuağası" kumanda ederdi. Hisarlılar, bölük ve ortalara ayrılmamıştı. Sayıları sınırlı ve sabit değildi.
 Ottoman - Turkish Dictionary

İNHİSAR

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Hasr olunma. * Tecavüz etmeme. * Bir iş veya malın idâresinin bir kişiye, bir ele bırakılması. Bir elden idâre. Bir şeye mahsus olup, başka şeye şümulü olmama. Yalnız bir şeye veya bir şahsa hasrolunma.(Zihniyet-i inhisâr, hubb-u nefisten geliyor, sonra maraz oluyor, nizâ ondan çıkıyor. S.)
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (177870k) Turkish - Germany Dict. çüş (94748k) Turkish - French Dict. açık (77703k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (69897k) Turkish - French Dict. ırmak (66930k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (55550k) Turkish - French Dict. çatı (55474k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (54593k) Turkish - French Dict. balık (52788k) Turkish - Germany Dict. ılım (51029k) Turkish - Germany Dict. hasır (50909k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (50549k)