ZÂTÎ
ALEM-İ ZÂTÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zata âit isim, zatına âit işâret, zâtına mahsus alâmet, delil.(Evet, Zât-ı Akdes'in alem-i zâtîsi ve en âzamî ismi olan Lafzullahtan sonra en âzam ismi olan Rahman, rızka bakar. Ve rızıktaki şükür ile ona yetişilir. Hem Rahman'ın en zâhir mânası, Rezzak'tır. M.)
BİZÂTİHİ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kendi kendine, aslında, kendiliğinden, esasında, kendisi, yalnızca zâtından, aslından.
DELALET-İ ZÂTİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kendi zatı ile, bizzat kendisini eserleri ile göstermek suretiyle olan delâlet, şahidlik.
ESMA-İ ZÂTİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Zâta ait isimler. * Allah'ın zâtına ait isimleri.(Zât-ı Vâcib-ül-Vücud'un bin bir esmasından bir kısmına "Esma-i Zâtiye" denilir ki, her cihetle Zât-ı Akdes'i gösterir. Onun adı ve onun ünvanıdır. "Allah, Ehad, Samed, Vâcib-ül-Vücud" gibi çok esmâ var. Bir kısmına da "Esmâ-i Fiiliye" tâbir edilir ki, çok nevileri var. Meselâ: "Gaffâr, Rezzak, Muhyi, Mümit, Mün'im, Muhsin" R.N.)
HADD-İ ZÂTINDA
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Aslında. Yaradılışında.