SÖYLEM [İng. Discourse]:
SÖYLEM [İng. Discourse]:
(Dictionnaire de sociologie) :
Söylem kelimesi Türkçe söylemek fiilinden türetilmiş isimdir. Söylem kelimesi İngilizceye 1050-1450 yılları orta İngilizce dönemi'nde discourse şeklinde yer almış, kökeni geç Latince döneminde discursus (konuşma) kelimesine dayanır. Kelimenin discourse olarak gidişat, akış, gidiş yönü anlamında kullanımı 14. Yüzyıla rastlar. İngilizce fiil olarak kullanımı 1559 yılındadır. Özel kullanımlarda söylem,düzenli düşünce kapasitesi,rasyonalite olarak kullanılırdı.Bilim tarihinde söylem kelimesi R. Descartes'ın (1637) "Yöntem Üzerinde Söylem" (Discourse on Method) adlı kitaında yer alır. Kitabında metod konusuna matematiksel yaklaşımlar getiren Descartes, geometrik terimlerle düşünmenin, şeylerin gerçekte nasıl davrandığını bilmek anlamına geldiğini söyler.Machiavelli "Soylemler" (Discourses, 1512) adlı eserinde özerklik ve özgürlük yanlışı olduğunu ifade ederken "Söylemler" (Prince, 1513) adlı eserinde geçen görüşleri reddetmeyecek şekilde iyi bir monarkin gerekliliği fikrini ortaya koyar. Bu eserinde söylem daha ziyade düşünme biçimi, epistemiveya rasyonalite anlamında kullanılır.Dilbilimi ve farklı disiplinlerin kavrama ilişkin yaklaşımları ise Chomsky'nin dili psikolojinin alanına çekmesi, Wisttgeinstein ve Austin'in dili psikolojinin alanına çekmesi, Wittgeinstein ve Austin'in gündelik dil felsefesi zerine çalışmaları dili bilimlerin farklı disiplinleriyle incelemeye götürmüştür.1960'lı yıllarda söylem modernitenin bir eleştiris olarak insan bilimlerinin dili kullanan insanı inceleme konusu yapmasıyla kullanılır olmuştur. Bu haliyle söylem düşüncelerin etkileşimiyle ortaya çıkan, kendi işleyiş kuralları ve özerk formları olan bir sosyal eylemdir. Söylem bu noktada dilin dilbilgisi kurallarından ve konuşmanın gerçek özelliklerinden ayrılır. M. Faucault'ya göre söylem, tek başına ortaya çıkmayan, bir diğeriyle ilişki halinde ortaya çıkan kurumsal olarak özel bir dil kullanımına bağlıdır. Etkileşimde bulunan ve eyleme dönüşen kurumsal yapıların, yazılı metinlerin ve çeşitli pedogajik formların dil pratikleri olarak ortaya çıkar. Disiplinler ve /veya bilimlerin kendileri söylem oluşumlarıdır (discursive formations). Bu onların dilbilim ve metin oluşumları olduklarını söyleminin ötesinde birşeydir. (Foucault, M., 1973)